3 Mayis(ULUS)
Türkçü Gelecek(TGB)-3 Mayıs 2011 Ulus/ Zafer Anıtı
Değerli dava arkadaşlarım, Asil Türkçüler, hepinizi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyor, hoş geldiniz diyorum.
Bugün burada Türkçülük günü olarak ilan edilen 3 mayıs gününü anma ve o günleri yad etmek için toplanmış bulunuyoruz.
Toplantı yeri olarak da başkentimizin güzide mekanı olan Ulus meydanını, yani bulunduğumuz alanı seçtik, Burayı seçmemizin birçok nedeni var. Ben bu nedenlerden bir kaçını sizlerle paylaşmak istiyorum..
Bu alanı seçmemizin ilk nedeni, Yüce Türk Milletinin yedi cihana karşı vermiş olduğu kurtuluş mücadelesini büyük zorluklar ile ve Tanrısal direnişle başarması sonucunun bir abidesi olarak bu meydanın yapılması,
Bir diğer nedeni ise, Yüce Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlüğünün simgesi olan, milli sembolümüz bozkurtun her türlü karalama kampanyasına ve sinsi oyunlar karşısında hala burada bir abide olarak duruyor olması,
Üçüncü ve asıl önemli olan nedeni ise, Bizim burada toplanmamıza vesile olan 3 mayıs 1944 olaylarının bu meydan da cereyan etmesidir. Evet bundan tam 65 yıl önce burada yapılan bir gençlik yürüyüşü, bugün nedeni pek anlaşılmamış olsa da, Türk tarihinin gidişi üzerine son derece etkili olmuştur. Derdine derman arayan bir dertliye deva gibi, Komünizm propagandası ile yıkılmak istenen bir toplum kurtuluşuna ve yeniden dirilişine vesile olmuştur.
Değerli dava arkadaşlarım, gelin şimdi 3 mayısı doğuran olaylar ile o dönemi inceleyelim ve geçmişe doğru bir yolculuk yapalım, bilindiği üzere üç kıtaya hakim olan Osmanlı İmparatorluğu Dışarıdan düşmanın baskısı içeriden ise azınlıkların ihaneti ile artık yıkılma dönemine girmiş ve mücadele edemez duruma gelmişti. Koskoca bir imparatorluk artık yıkılıyor elden bir şey gelmiyordu. İşte bu zor durum içinde tarihin şanlı sayfalarından çıkıp gelen bir Bozkurt milletimizin kurtuluşuna öncülük etmiş, çetin mücadeleler vermiş ve bu mücadele sonunda zaten Türkün olan bu toprakları yeniden Türke kazandırmış ve bugün ki Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur. Bu kutlu Bozkurtun adı ise Gazi İlteriş Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Evet Başbuğ Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini kurarak, 900 yıl devletine kendi adını vermek için bekleyen, aman devletimize zeval gelmesin diye Arabı , Farsı kardeş bilip ümmet, Rumu Bulgarı, teba bilip Osmanlı olan Türk ulusunun sabrına ve 15 bin yıllık şanlı tarihine timsal olmuştur. Başbuğ yalnız devlete Türk adını vermekle kalmayıp 1912 yılında kurulan Türk Ocaklarında Ziya Gökalp ve Yusuf Akcura gibi Türkçülerle şekillenen Türkün doğasından gelen Türkçülüğü bir devlet politikası olarak belirlemiş başta devlet kurumları olmak üzere askeri alanlar, eğitim hayatı , dini kurumlar ve sosyal alanlar dahil her alanda uygulamıştır. Dahası Türkün 15000 yıllık soylu tarihinden gelen ve bağımsızlık ve özgürlüğünün sembolü olan yalnız Osmanlı döneminde tarih zindanına hapsedilen bozkurdu nakış nakış yeni kurulan Türk devletine işlemekle dönemin Türkçülüğüne ışık kaynağı olmuştur. “Hedefler Devlet tarafından açıklanmaz, milletçe yaşanır ve Bir gün bütün Türk Devletleri ile Çin seddinde buluşacağız” diyerek Türk Milletinin Mili Ülküsünü Turancılık olarak belirlemiştir.
Yeni kurulan Türk devletinin para ve pullarında Bozkurt vardır,
-İlk trenimizin adı karakurttur,
-1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin amblemi Bozkurt olarak belirlenmiştir.
- Maraş ilimize kahramanlığından dolayı Bayrak tutan bozkurt heykeli dikilmiş,
- İstanbul üniversitesine ilimi temsilen meşale tutan kurt başı işlenmiş,
-Milli eğiteme bağlı okullara ergenekon destanı efsanesi tablo olarak asılmıştır,
-Sadece devlet kurumlarında değil birçok özel firma ve şirketin logoları bozkurt ismi ya da bozkurt resmi bulunan görseller ile şekillenmiştir..
Kısaca Başbuğ İlteriş Mustafa Kemal Atatürk, Türkçü çizgiler doğrultusunda Türkiye Cumhuriyetini Kurmuş, Türkün Sembolü olan Bozkurt ile Kurduğu cumhuriyeti şekillendirmiş, Türkün Milli Ülküsünü İse Turan adını verdiğimiz Türk Birliği ülküsü olarak belirlemiştir…
Ancak başbuğ Atatürk’ün ölümünden itibaren ülke yönetimini devir alan İnönü idaresi, Başbuğun emanetine sahip çıkmamış, yalnız sahip çıkmamakla kalmayıp devletin kuruluş felsefesini ve hedeflerini değiştirmekten de geri kalmamıştır. Türkçülük ve Turancılık akımı yerini Anadolu veya Türkiye Türklüğü olarak da bilinen Türkçülük ve Turancılık akımından uzak sadece yazıda var olan Türkiye Türklüğüne bırakmıştır. Kendine Milli şef ünvanını veren ve kendi diktatörlüğünü ilan eden para ve pullardan Bozkurtu kaldırarak, kendi resmini koyduran İnönü Türk Milli tarihinde kara bir leke olmaktan ileri gidememiştir.. Sağcı ve solcu akımı ilk defa İnönü döneminde yükselmiş, bir millet sağcı ve solcu diyerek birbirinden ayrılmıştır. Gerek ülke yönetimindeki yanlış ekonomik ve sosyal politikalar gerekse askeri alanlarda ki yanlışlar milleti canından bezdirmiştir.
İnönü yönetiminde sadece yanlış değil aciz ve basiretsiz neme lazımcı bir durum söz konusudur… Türkçülük ve Turancılık akımını kendine ve memlekete karşı büyük bir tehlike olarak gören İnönü, Türkün Yurdunda Türkçülüğü suç ilan etmiş. Başta Hüseyin Nihal Atsız Olmak üzere dönemin Türkçülerini, Türkçülük Turancılık ve Irkçılık suçundan dolayı tutuklamış ancak, Komünizme karşı hiçbir tepki vermemiş, umursamamış bazen de göz yummuştur… Ülke komünizm propagandası ile yıkılmanın eşiğine gelmiştir.. İşte bundan 65 yıl önce Ulus Meydanında çoğunluğunu üniversite ve yüksekokul mezunu olan birkaç bin meçhul Türkçü gencin yaptığı bir gençlik yürüyüşü, tehlikeyi görüp de ses çıkarmayanlara cesaret ve ümit kaynağı olmuş ülkeyi yıkılma tehlikesinden kurtarmış, milli uyanışın dirilişine vesile olmuştur.
Değerli dava arkadaşlarım, bu soylu yürüyüş dün olduğu gibi bugünde devam ediyor. Adriyatikten, Çin seddine, Güney çöllerinden Sibirya steplerine kadar yayılan yüce Türk budunu birleşene, Turan denilen güçlü devlet kurulana, Ata ruhlarımızın dolaştığı Altay ve Tanrı Dağlarında Toy Kuracağımız Günler gelene kadar devam edecektir… Bu kutlu yolda Tanrı yardımcımız olsun…
Türk Irkı Sağolsun…
